3 Nisan 2013 Çarşamba

Ziondan Dağılan Müzik Reggae



 Rastafarianizm Etiyopya'nın son imparatoru olan Haile Selassie (Ras Tafari Makonnen:
Veliaht Tafari Makounnen)'yi tanrının dünyadaki yansıması olarak gören dinin ve bu dine
bağlı olarak ortaya çıkmış olan inanış ve düşünce biçiminin adıdır.

 Marcus Garvey bu dinin peygamberi olarak anılır. Aslında dinden öte bir yaşam felsefesi
olan Rastafarianizm birkaç kuraldan oluşmuştur. Bunu kitaplaştıran anlam katan ve bir din
çerçevesine alan ise Leonard Howell olmuştur.

 Marcus Garvey (d. 17 Ağustos 1887, St. Ann's Bay, Jamaika - ö. 10
Haziran 1940, Londra, İngiltere), ABD'de ilk önemli Siyah hareketinin (1919-1926)
örgütleyen Jamaikalı Siyah önder.
Ancak 14 yaşına değin okula gidebildiğinden, kendi kendini yetiştirdi.Gençlik yıllarında
Orta Amerika'yı dolaştı; 1912-1914 arasında Londra'da yaşadı. Ardından, Jamaika'ya
dönerek bir grup arkadaşıyla birlikte Dünya Siyahlarını Geliştirme Birliği Universal Negro
Improvement Association (UNIA) olarak anılan Dünya Siyahlarını Geliştirme ve Koruma
Derneği ve Afrika Toplulukları Birliği'ni kurdu (1 Ağustos 1914).Birlik başka hedeflerin yanı
sıra Afrika'da Siyahların yönetiminde bir ülke kurmayı amaçlıyordu.
Jamaika'da harekete yeterli destek sağlayamayınca 1916'da ABD'ye giden Garvey, çok
geçmeden Harlem'de ve Kuzey'deki öteki gettolarda UNIA'nın şubelerini açtı. 1919'a
gelindiğinde 2 milyona ulaştığını öne sürdüğü UNIA üyeleri arasında Siyah Musa olarak
büyük saygınlık kazandı. Harlem'de bulunan, UNIA'ya ait Liberty Hall'un kürsüsünden
yaptığı konuşmalarda renginden onur duyan yeni bir siyah insan temasını işledi. Negro
World adlı gazetesinde Siyah kahramanların başarılarını ve Afrika kültürünün parlaklığını
vurguladı. Siyahların ancak ekonomik olarak güçlü olduklarında saygı göreceğini ileri sürerek
beyazların egemenliğindeki kapitalist ilişkiler çerçevesinde, ama bağımsız bir ekonomik güç
oluşturmanın gerekliliğini savundu.
 1920'de 25 ülkeden temsilcilerin katılımıyla Liberty Hall'da düzenlenen uluslararası
toplantıya başkanlık ederek gücünün doruğuna ulaştı. Bu toplantının ardından Harlem
sokaklarında 50 bin kişinin katıldığı görkemli törenin başında yer aldı. Ama iş yaşamındaki
başarısız girişimleri ve beyaz ırkçı Ku Klux Klan'ı bile onaylamaya varan ırksal saflık
ve ayrılık öğretisi yüzünden işçi önderi A. Philip Randolph ile Siyahları Geliştirme
Ulusal Derneği'nin (NAACP) başkanı W.E.B. Du Bois gibi kendilerini kabul ettirmiş
Siyah önderler arasında düşmanlar kazandı. 1922'de öteki bazı UNIA üyeleriyle birlikte
Black Star Line şirketine ait hisse senetlerinin satışıyla ilgili bir yolsuzluğa karışınca
gücünü hızla yitirdi. Bu olay nedeniyle 5 yıl hapse mahkûm oldu. İki yıl hapiste kaldıktan
sonra, 1927'de Başkan Calvin Coolidge'in cezasını indirmesiyle serbest bırakıldı ve sınır dışı
edildi. ABD dışında hareketi canlandırmayı başaramadı(1).


 Bu başarısızlık olarak anılsa da Marcus Garvey bir akıma siyahîlerin ilk kez kendi dünyaları
için bir adıma sebep olmuştur. Yaşadığı süre içerisinde aktif bir siyaset yürütmesi ilham
verdiği kişileri bunu inanç temelinde toplamaya sebep olmuştu. Siyasi akımların geçici
olduğunu düşünen Leonard Howell öğretileri yüksek bir din felsefesi kuralları olan bir kitap
haline getirdiği mücadele ile bu felsefenin yapısını oluşturmuş oldu.

 Leonard Percival Howell (d. 16 Haziran 1898, ö. 1981) Jamaikalı bir din insanıdır. Rastafari
hareketi'nin ilk vaizlerinden biridir. (diğerleri Joseph Hibbert, Archibald Dunkley ve Robert
Hinds) Aynı zamanda İlk Rasta olarak bilinir.


 May Crawle River, Jamaika'da doğdu. Howell ülkesini terk etti ve 1932'de geri
döndü. 1933'de Afrikalıların topraklarından alınması ve dağılması ve 1. Etiyopya
İmparatoru Ras Tafari Makonnen yaniI.Haile Selassie hakkında vaaz vermeye başladı.
Vaazlarındaki iddialarına göre Haile Selassie dünyaya geri dönmüş olan Mesih idi. Bu
iddiasından sonra tutuklanmasına ve iki yıl hapis yatmasına rağmen, isyan girişimlerinde
bulundu ve Rastafari hareketi büyüdü.
Takip eden yıllarda, Howell Jamaika'daki tüm otoritelere (sömürgeciler, ticaret sendikaları,
kiliseler, polis teşkilatı) karşı savaş açtı. Yine de hareket başarılı oldu ve bugün Rastafari
inancı tüm dünyaya yayıldı(2).

Bunun için hapse girmesine rağmen, Howell doktrinlerini The Promise Key başlığı altında
G.G. Maragh adıyla yayınladı. İçeriğinin birazı atılsa da doktrinin ana ilkeleri şunlardır:

•Tanrı'nın günahkarlardan intikamı

•Günahkarlığa karşı olmak

*Siyah ırkın haysiyeti

*Devletlerin inkarları, zulümleri ve rezillikleri -- günahkar dünyanın temiz insanları

•Afrika'ya dönüş hazırlıkları

Mısır kökenli Ra dinlerinin Hıristiyanlık ve Yahudilik ile karışımından oluşan bir dindir.
Musa'nın asıl yol gösterdiği kutsal kavimin siyahlar özellikle de Etiyopyalılar olduğunu
savunur. Rastafarianizim'de kutsal vadedilmiş topraklara zion (bir anlamda cennet)
denilmektedir. Rastafarianistler kendi içlerinde birçok kola ayrıldıklarından değişik inanışlara
ve jah kavramına sahip olabilirler.

Bu dinin ilahileri daha sonralarıda Jamaika'da reggae müziğine kaynaklık etmiştir.

Rasta'nın renkleri siyah, kırmızı, sarı ve yeşildir. Kırmızı, yeşil ve sarı renkleri Etiyopya
bayrağı, siyah Afrika halkını temsil eder. Her bir rengin kendi anlamı vardır ve bunlar
rastafarianlar için çok mühimdir. Siyah Afrika halkını temsil eder. Sarı bütün altın mücevher
ve hazineler içindir. Yeşil insanların üzerinde yürüdüğü dünyadır. Kırmızı ise siyah halkın
dökülen kanıdır.

Çoğu Rastalar eski ahit'in kural koyduğu yiyeceğe uygun yerler. Etin sınırlı türlerini yerler.
Kabuklu deniz hayvanı ve domuz eti yemezler. Diğerleri bütün etlerden çekinirler. Nazirite
yeminini kabul eden akımlardır. Alkol kullanımını genellikle zararlı olarak görürler ve sigara
kullanımınada katiyen yasaktır.Aynı zamanda rastafari dininde vücudun toprağa tek parça
girmesi gerektiğine inanılır.

Rastalar saçlarını taramaz ve kesmezler bu şekilde uzayan saçlar bir süre sonra Dreadlock
ismini alan bir saç modeline dönüşür.Rastalar bu şekilde Jah'ın uzun tırnaklarıyla bir gün
onları yeryüzünden alıp zion'a götüreceğine inanırlar. günümüzde dreadlock şeklindeki saçlar
Trend haline gelmiştir ama cogu rastafari bu saçın stil olarak kullanılmasına karşıdır.


İmparator I.Haile Selassie'nin en üstün ve siyah ırkın lideri olduğunun kabulü.

Zamanında Afrika'dan giden köleleri tekrar Afrika'ya döndürme misyonunu üstlenen Marcus
Garvey, gittiği yerlere bu dini ve zenci mesihini taşımıştır. Günümüzde sayıları yaklaşık
1.000.000 civarındadır.

Savaş, açlık, kuraklık ve kaosun hüküm sürdüğü Jamaika söylenen şarkılar barış, kardeşlik
ve güzel yarınlar adına yazılmaktadır. Olmayanın hayal edildiği ve istenilenin genel ağırlıkla
bas tonlarda dile getirilişi bu sebepledir. İlahiler her dinin kendine övgü ve nasihatlarıyla
dolu müzik anlayışı olmasına istinaden Rastafainizmin de temelini oluşturmakta olsa da yerel
müzik öğeleri ile birleşmiş Reggae müziği doğmuştur.

Kökleri calypso, ska/rocksteady, rock'n roll ve hatta rythm and blues a dayanır. Reggae'nin,
genel olarak ska, dub ve ragga gibi Jamaika'ya özgü tüm müzik türlerini tanımlamak
için kullanıldığı sanılsa da yanlış bir algıdır, reggae ska ve rocksteady ile akraba fakat
başlı başına apayrı bir türdür. 1960'larda Jamaika'da ska ve rocksteady müziklerinden
esinlenilerek doğmuştur. Temposu ska ve rocksteady'ye göre daha yavaştır. Özellikle roots
reggae türü rastafarianizm ile içiçedir. İnanç, aşk, barış, yoksulluk, eşitsizlikler gibi temalar
barındırır. 1970'lerden itibaren dünyada popülarite kazanmıştır.

Reggae müziğinde baslar büyük önem taşır. Davul/perküsyon ritimleri Afrika kökenli olup en
ünlüsü Nayahbingi ritmidir. Bir diğer ünlü ritim one droptur ve üçüncü zamana vurgu yapar.
Bas ve davul arasındaki ilişki son derece ritmiktir. Ayrıca her temel davul ritmi için bir isim
vardır. Örneğin warrior, foundation, stepper, rubadub, rockers veya two step gibi.

1960ların sonunda o dönem ska/rocksteady yapan Toots and The Maytals'ın "Do The
Reggay" isimli parçası ilk reggae parçası olarak kabul edilir. Reggae müziğin gelişmesinde,
1950'lerden beriJamaika'ya müzik sağlayan (ilk başlarda Amerika'dan getirttikleri
Rythm&Blues plaklarını çalıyorlardı sonradan lokal prodüksiyona başladılar) efsane
prodüktör Sir Coxone Dodd ve stüdyosu Studio One'ın çok önemli bir payı vardır.
Bütün büyük isimler işe O'nun sayesinde başlamıştır. O dönemin iki diğer önemli plak
şirketi Treasure Island ve Trojan'dır.

Reggae 1970'lerde analog imkânlarla yapılan bir müzik iken 1980'lerin ortalarından itibaren
dönemin teknolojik gelişmeleriyle doğru orantılı olarak dijital bir sounda doğru yol almıştır.

1980'lerde yapılan prodüksiyonlar dijital ve analog soundun mükemmel bir sentezisidir.
1990'lı yıllarda kaliteli reggae/dub prodüksiyonu daha çok İngiltere'ye kaymış, özellikle
2000'lerde Jamaika'da az da olsa oldschool yapımlar devam etse de sound dancehall/ragga ya
dönmüştür.(3)


RASTA MARİHUANA VE BOB MARLEY

Nesta Robert "Bob" Marley (6 Şubat 1945 - 11 Mayıs 1981; Miami)

Wikipedia ve benzeri sitelerde Bob Marley kısaca şöyle tarif edilmiştir.

5 yaşındayken, annesi Kingston'a taşınmaya karar vermiş ve orada Bob ve ailesi, yaşamı
boyunca Bob'un en iyi arkadaşlarından biri olan Bunny Livingston ve ailesi ile birlikte
yaşamışlar. Bob ve Bunny, o yıllardan beri müzik ile uğraşmışlar.

Bob Marley, reggae müziğinin sadece Jamaika sınırlarında kalmamasını sağlayıp, onu bütün
dünyaya duyuran en önemli isimlerden biridir. Büyük bir kesim tarafından bu tür müziğin
kralı olarak ifade edilen Bob Marley, söz yazarı, şarkıcı ve gitaristtir. Profesyonel anlamda
müziğe The Wailers grubu ile başlamıştır. The Wailers, Peter Tosh ve Bunny Livingston'dan
oluşuyordu ki, bu isimlerde daha sonradan Bob Marley gibi solo kariyer çalışmalarına devam

ettiler. İlk hitleri "Simmer Down" olmuştu.

Bob, The Wailers'dan ayrıldıktan sonra, üç kadın reggae sanatçısının oluşturduğu The I-
Threes adlı gruba müzikal alanda yardım etti. Topluluğun elemanlarından Juddy Mowatt,
tecrübeli sanatçı için şu ifadeyi kullanmıştı; "Bob Marley’in şarkı sözü ve müzik altyapısı
öylesine gelişmiş ki, kendisi bir müzik ansiklopedisi gibi"

Bu ünlü Jameikalı söz yazarı, sadece kendisi ile değil bu grubu ile de, "ada müziğinin"
evrensel bir boyut kazanmasını sağladı. Şarkılarında politik ancak basit bir içerik vardı.

"Catch A Fire"ı 1972 yılında yayımladı. Bu çalışmayı; 1973 çıkışlı "Burnin’", 1975'te
kaydedilen "Natty Dread" ve 1975 tarihli "Live" albümleri izledi. İngiltere, Almanya gibi
önemli Avrupa ülkelerinde de hatrı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip oldu. Bu sayede
Avrupa'da özellikle o yıllar için büyük önem taşıyan konserler verdi.


En popüler şarkılarından biri olan "Get Up, Stand Up", sosyal karmaşayı konu edinir. " No
Woman, No Cry" gibi politik olmayan içerikte parçaları da vardır.

Birleşmiş Milletler "Barış Madalyası", 1978'de Afrika insanına yapılan insancıl yardımlara
şarkılarıyla destek olduğu için, Bob Marley'e verilmiştir. Ve bu ödülü aldığı sene insancıl
yardım amacıyla Jamaika'da konsere çıkmıştır. Müzisyenliğiyle uluslararası alanda kabul
gören Marley, insani yönüyle de büyük takdir kazanmıştır.

Yaptığı "I Shot The Sheriff" ve "Get Up, Stand Up" gibi şarkılar ünlü sanatçı Eric
Clapton tarafından yıllar sonra yeniden düzenlenmiştir.

Bob Marley çok az kişinin inandığı Rastafarianizm dinine mensuptur.

1977 yılında futbol oynarken ayak başparmağında açılan bir yaradan dolayı deri kanseri
(melanoma) olduğu ortaya çıktı. Parmağının kesilmesini istemedi. Çünkü Rastafarianizm
inancında mezara tek parça halinde girilmek istenir. 1981 yılında ağırlaşan Marley,
son günlerini yaşamak için Almanya'dan ülkesi Jamaika'ya uçakla dönerken durumu
kritikleşti. Uçağı acil tıbbi yardım için Miami'ye iniş yaptı. Miami, Florida'daki Cedars of
Lebanon Hastanesinde, 11 Mayıs 1981 sabahı 36 yaşında hayatını kaybetti. Son sözleri
oğlu Ziggy'ye "Para hayatı satın alamaz" oldu. Ölmeden önceki ay kendisine ülke kültürüne
katkılarından dolayı Jamaika'nın en büyük ödülü Merit verilmişti ama almaya ömrü yetmedi.

Oysa Bob Marley denildiğinde müziğinden öte yaşamında verdiği mücadelede bir o kadar
önemlidir. Rastaların barış ve kardeşliği öğütleyen dini doktorinlerinin Jamaika’da ve
dünyada yayılmasını sağlar iken inanılmaz bir siyasi mücadele vermiştir.

Popüler dünyanın yok etmeye ve sermayeye çevirmeye çalıştığı bu adam neler yapmadı ki?
Bildiğim kadarı ile Rolling Stone dergisinde ki ve kendisi adına açılmış hayran sayfalarını
kaynak olarak kullanacağım bu kısa bölümde anlatmaya çalışacağım.

6 Şubat 1944 de Jamaika / Rhoden Hallde doğdu Robert Nesta Marley… Annesi 18 yaşında
Cedella Booker ,babası 50 yaşında kaptan Norvan Marleydi.Köyleri “Nine Mile” Jamaikanın
güzel dağlarının yamaçlarında küçücük bir köydü. Sık sık denize çıktığı için çok az beraber
oldu babasıyla..O dönem Jamaikalılar için başkent Kingston hayallerin kentiydi…İlk fırsatta
kapağı Kingstona atıyorlardı oturdukları köylerden..Marley ailesi de öyle yaptı,hem iş, hem
gelecek umuduyla..Başkentin batı yakasında Trenchtowna yerleştiler.Lağımın ortalığa aktığı
bir kenar semtti burası…Babun en yakın arkadaşı müziğe tutkun Nevile ORiley Livingstone

–Bobun taktığı isimle Bunny-du..İki genç sadece futbol oynamakla kalmaz,parazit yapan
radyodan fırsat buldukça Amerikan istasyonlarını dinlerlerdi. Özellikle Ray Charles ,Fats
Domino,Curtis Mayfield ve Brook Bentonu…Aynı zamanda o dönem Jamaikanın en popüler
vokal grubu Drifters ve solistleri Ben E.King ile de dirsek temasındaydılar…The Impressions
ise favori grubundaydı...

Müzik aşkı okulu bıraktırdı Boba…Gündüzleri bir dükkanda çalışıyor,akşamları da gençlere
müzik dersleri veren Joe Higgs e takılıyordu…3.caddedeki Higgsin evi adeta gençliğin
buluşma yeriydi.Marijuana eşliğinde burada armoni dersleri yanı sıra nefes tekniğinden nota
yazmaya kadar çok şey öğrendiler. Ve Peter Toshla tanıştılar... Plak Prodüktörü Leslie Kong
Bobu stüdyoya soktu ve bugün bile çoğu kişinin bilmediği “Judge Not”plağını çıkarttı. Tabii
plak bir ilkti ve hiç satmadı…Bu Bobu daha da hırslandırdı ve iki arkadaşı ile birlikte grup
kurmaya yöneltti..Bunny ve Peter zaten dünden razıydı…Grup önce The Teenagers ,daha
sonra Wailing Wailers adıyla kurulurken davulda Junior Braitwaite yer alıyordu…İki de
vokalistleri vardı:Beverly Kelso ve Cherry Smith…(4)


Dönem ska müziğin en etkin olduğu dönemdi…Ska müziğine Afrikalının ruhu ve New
Orleans stili R&B yi koydular ve Reggaeyi yarattılar.İlk plakları “Summer Down “1963
yılında piyasadaydı.Jamaika listelerine tepeden girip uzun süre listede kaldı parça …İsimlerini
de kısaltmışlardı.Sadece Wailers …Arabesk bir isimdi bu ve”haykırışlar”anlamına geliyordu..

Tüm Jamaika onları dinliyordu ama kazandıkları parayı bölüştüklerinde hiçtiler…Üç
kişi ayrıldı gruptan…Bu arada Bobun annesi tekrar evlenmiş ve Amerika Birleşik
Devletlerine Delawareye yerleşmişti.Oğluna yeterli para ve de yanına gelmesi için uçak
bileti gönderdi.1966 yılında evlendiği Rita Anderson la beraber yeni bir yaşam umuduyla
Amerikaya uçtu Bob…Fakat sadece 8 ay sürdü Amerika macerası…Mensubu olduğu
Rastafarianizm dininin büyükleri kendisini Jamakiaya , mücadeleye desteğe çağırdılar.Tam
da Mesihleri Etyopya Kralı Haile Selasiye nin ziyaret ettiği günlerde döndü Marley ailesi
ülkelerine…Ve başkente yerleştiler.

Özellikle Marcus Garveyin örgütlediği harekette yer aldılar.Tekrar eski dostlarını aradı
Bob…Bunny ve Peteri…Bu arada eşi Ritada müzik kariyerine başlamış,ilk plağı ”Pied Paper”
listelere girmişti bile…3 arkadaş The Wailersi bu kez Rastafarianizm çerçevesinde tekrar
kurdular.Bu arada ünlü Amerikalı şarkıcı John Nashe eşlik etmeleri ve ünlü prodüktör Lee
Perryle tanışmaları önlerini açmıştı.Perry Wailers birlikteliği bugün raggae klasikleri arasında
sayılan “Soul Rebel”.”Duppy Conguerer”,”400 Years “ ve “Small Axe” yi yaratmıştır.. Artık
trombonlar,trompetler ve tenor saksofon solalarıyla süslü rock steady de yapmaktadırlar.1967
in ilk günlerinde grubun üzerinde politik baskılar gelmeye başladı.Plakları yasaklandı.Bunny
marijuana içtiği gerekçesiyle hapse atıldı ve 14 ay yattı...Öykü sürecek…


1970 de Aston Barret ve kardeşi Carltonun katılımıyla daha da güçlenen Wailers
hala dünyada tanınmıyordu. O yıl Johnny Nashi aradı Bob Marley ve İsveç turnesine
katılmak istediklerini söyledi.Avrupa ,Boba kapılarını bu turneyle açtı ve CBS ile kontrat
imzaladılar.1972 baharında İngiltere listelerindeydi.”Reggae on Broadway”yapıtları…Bu
plağın başarısıyla Jamaika müziğinin Avrupada sevilmesini sağlayacak İsland Records ve
Chris Blackwellin karşısındaydılar artık…Şirket ska,pop/ska,rock steady ve reggae türü
plaklar çıkartıyordu ancak promosyon yapmıyordu.. Meksikalısı alsın diyordu Blackwell…
Jethro Tull,Traffic,King Crimson,Cat Stevens gibi rock müzik sanatçıları varken kim
uğraşırdı bunlarla..The Wailers farklı oldu..Çok güzel bir kapakla çıktı plak ve büyük reklamı
yapıldı.Albüm”Catch A Fire”adını taşıyordu.

Reggae yanı sıra rock,soul,blues ve funktan esintiler taşımasıyla uluslar arası pazarda
önemli bir yer buldu kendisine..Ve grup Amerika ve İngiltereye turne teklifi aldı.İngiltere
turnesi sonrası “çok yorulduğunu” ifade ederek Bunny gruptan ayrıldı.1976 da “Blackheart
Man “solo LP sini yaptı ve müziği bırakarak Jamaikada küçük bir çiftliğe yerleşti.Yeri
Öğretmenleri Joe Higgs tarafından dolduruldu.Bu arada ünlü,Sly & the Family Stonela
birlikte 18 konser verdiler..

1973 yılına gelindiğinde Burnin ile listelerdeydi.Albümdeki “ I shot the sheriff “Amerika
yı darmadağın etti.Ünlerini perçinlemeliydiler. “No Woman No Cry” adlı hit parçalarının
da yer aldığı albümlerini hazırladılar.Bu sefer Peter Toshda solo kariyer gerekçesiyle grubu
bıraktı.Toshun yaşamı da trajedilerle doludur.1973 de Spanish Town yolunda köprüde
geçirdiği trafik kazasında kız arkadaşı ölmüş, kendisi ağır yaralanmıştır.Tosh, 1987 de
Kingstondaki evine giren bir hırsız tarafından öldürülmüştür.Yine orada kalmıştı Bob..1975
de Bob Marley & the Wailersi bu kez aralarında eşinin de yer aldığı 3 bayandan kurulu I-
Threes destekli kurdu.Fikri Lee Perrynin kız arkadaşı Pauine Morrison verdi.I-Threesde
yer alan Marcia Graffithse reggaenin divası deniyordu.Judy Mowatt ise başta Supremes
olmak üzere pek çok ünlü gruba vokal yapmıştı.Amerikalı gitarist Al Andersonda katıldı
kendilerine…Natty Dread albümü müzik marketlerdeyken grup Stevie Wonderla ortak
konserlere çıktı.1978 de dini motifler de taşıyan Rastaman Vibrationu çıkardılar.Albümdeki
“War” şarkısının sözleri Etyopya kralı Haile Selasiye nin bir konuşmasından alınmadır.

Aslında Bobun tüm albümlerinde Rastafarianizm her zaman olmuştur. Politikada da önemli
sembollerden biri haline gelmiştir sanatçı..Ülkesinde bağımsızlık sonrası oluşan iki karşıt
görüşlü partiyi bir araya getirme çalışmalarını da ölümüne kadar sürdürmüştür. Bunlardan
biri Aralık 1976 da National Heroes Parkta verdiği ve her iki siyasi parti liderini sahnede
tokalaştıran barış konseridir.

Fakat ne yazık ki,bu barış adamı bir gün sahnede vuruldu. Bu olay sonrası uzun süre
Jamaikaya dönmedi.Londrada yaşamını sürdürmeye başladı.Exodus albümünü de bu sırada
tamamladı.Albüm İngiltere listelerinde 56 hafta kaldı.Londradaki Rainbow Tiyatrosu
konserleri unutulmaz oldu. Bu dönemde Marley müziğinde yükselen punkun etkileri

görülecektir.1978 de Kaya albümüyle sevenlerine ulaşan Marley ,bu albümü”Marjuana
gücüyle hazırlanmış aşk şarkıları” olarak nitelendiriyor.Bu öykünün bir de sonu var…

1978 önemli üç olay içerir Bob Marley için…Nisanda yeminini bozup Jamaikaya dönmüş
ve One Love Peace Concertine katılmıştır.Çağrı dönemin Başbakanı Michael Manleyden
gelmiştir.Daha sonra bu kez Birleşmiş Milletlere davet edilmiş,Amerikanın NewYork
kentinde Barış madalyası almıştır.Ve yıl sonunda yaşamında ilk kez Afrikaya gitmiş,inandığı
din Rastafarianizmin doğduğu toprakları ,Etyopyayı,Kenyayı ziyaret etmiştir. Bu arada grup
Avrupa ve Amerikada birçok yerde live performans sergiledi. Babylon on Bus,canlı kayıtlarla
hazırlanmış bir albümdü.

Grup Gabon,Avustralya,Japonya ve Yeni Zelandaya gitti bu konserler dizisinde…Yine politik
bir albüm olan “Survival”1979 yazında çıktı.Bu kez 1980 başında Zimbabwenin Bağımsızlık
Seremonisinde çalmak üzere yine Afrikadadırlar.Grubun Mayıs 1980 de çıkardığı “Uprisin”
albümündeki ”Could you be loved” yine uzun süre listelerin zirvesinden inmedi. Milan da
100000 kişinin izlediği konserleri bu döneme rastlamaktadır.

1980 başındaki Avrupa turnesi sonrası Marley ve grubu bu kez Amerika yolculuğuna
çıktı.Madison Sguare Garden da verdikleri iki muhteşem konseden sonra Bob,hastaneye
kaldırıldı.3 yıl kadar önce Bob Marley,futbol oynarken tırnağı kopmuş,kopan yerde gitgide
ilerleyen bir yara oluşmuştu.Daha sonra yapılan tahlillerde bunun kansere dönüşebileceği
söylenmişti.Bu konu üzerinde durmayan sanatçı ancak Miamide hastaneye yattığında gerçeği
öğrenecekti.Kanser tüm vücudu sarmıştı.Bitip tükenmeyen radyoterapi ve kemoterapilerle
8 ay hastalıkla boğuştu Bob…Ancak 11 Mayıs 1980 de yaşamını yitirdi.Ölmeden önceki ay
kendisine ülke kültürüne katkılarından dolayı Jamaikanın en büyük ödülü Merit verilmişti,
almaya ömrü yetmedi…

Ölümünden 10 gün sonra devlet töreniyle Jamaikada doğduğu köyde topraga verildi
Reggaenin kralı…36 yaşındaydı.The Wailers ve çocukları sevilen parçalarını söylediler
törende…Annesi “Coming in from the cold”u seslendirdi göz yaşları içinde …

Bob Marleyin erkek çocuklarından üçü müzik dünyasında önemli yerlerde… En büyük oğlu
Ziggy Marleyin ilk solo albümü “Dragonfly” adını taşıyor.2 numara Stephen Marley,son
olarak babasının sesiyle günümüz hiphop starlarını teknolojinin nimetleriyle birleştiren
“Chant Down Babylon” a imza attı.Julian Marley grubu Uprising Band ile çıkardığı “A
time and a place” ile listelerde.Bob Marleyin çocuklarından büyük kızı Cedella ise moda
dünyasında ses getiren kreasyonlara imza atıyor.Cedella Marley, babasının ünlü yapıtı “Catch
A Fire” adıyla sunduğu koleksiyonlarda modern kentli kadına hitap ediyor.Canlı renkler ve
uçuk kaçık çizgiler hakim giysilere..


Ölümünün üzerinden 25 yıla yakın süre geçti.Ama o hala listelerde...”No woman no cry”
hala kulaklarımızda..Sadece Rastafaranların değil,müziği seven, barışı seven,özgürlük için
mücadeleyi seven.

Şimdiler de Rasta bir moda saç şekli olsa da, aldığınız tişörtler, marijuana ve tabakalarda olsa
da Rastafainizm barışı ve ezilen bir toplumun dünyaya sevgi dolu bakışıdır.

Ölmeden önce Oğlu Ziggy’ye şu cümleyi söylemişti. ‘PARA HAYATI SATIN ALAMAZ.’



Kaynaklar;

1 - Edmund David Cronon Black Moses (1955; Siyah Musa) 

2 - Barrett, Sr., Leonard E.; Lee, Helene, Stephen Davis (foreword) (2005). "The Rastafarians". The First Rasta:

HON.Leonard Howell and the Rise of Rastafarianism. Chicago Review Press, USA.

3 -  Charles Steel ‘in ‘Marley’ isimli 2012 yapımı sinema filmi.

4 – No woman, no cry / My Life With Bob Marley – Rita Marley, Hattie Jones

Hazırlayan: Cüneyt Avcı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder