Arabayı alıp pati ile kalktı...Lastiğin asfaltta bıraktığı siyah kalın izleri dikiz aynasından izleyerek Bayrampaşa sanayiden çıktı.Kral fm in beyaz ticareti girişimciliğini çocukluğundan beri destekler Afrikalı Ali'nin programlarında ki sürekli damardan sloganına takılır hayatı böyle yaşamaya çalışırdı...E-5 yan yolunu takip ederek Mahmutbey gişelerine kadar iki Ferdi Tayfur şarkısını çabucak enjekte edip ''olmasa idi derdimiz söyler miydi Ferdi abimiz'' tribine girdi.
Yayın yeni başlamıştı.Bugün çarşamba ve istekler yoğundu. Hafta ortası sanayinin bütün dükkanlarında çekiç,tulum çalışma vardı.Anons öncesi kısa bir reklam yeli esti...Doğan hastanesi reklamının hayata yön verir jeneriğini dinlediğinde Dayısının fıtık ameliyatı olduğu gün canlandı gözünde.Kolonya şişeleri dizili bakkalların arasında dolandığı o iğrenç gün.Bütün sülalenin Halil fıtık ameliyatı olup diye hastaneye sürekli Burçaklı,Eyüp Sabri Tuncerli saldırılarını hatırladı.Hastanın dostu Eyüp Sabri Tuncerin keskin kokusu odayı kah sarmalıyıp kah bıraktı.
Ümit Besen'in İstanbulu ateşe verdiği aşk gecelerinin öğreln sıcağında ki kasveti ile Topkapı'ya daldı.Topkapı İmam Hatip Lisesinin çıkışına denk düşerim diyerek ara sokaklara kırdı.Sokağın başında duraladı, ardından sıkı bir pati bastırıp volume sonladı.Aklında fıtık ameliyatının tam nasıl olduğuna dair binlerce soru vardı? Sahi insanı fıtık eden şey uyuz insanlar mıydı?Dayısı görmüş geçirmiş adamdı sanırım bundandır diye iç geçirdi.Şarkı son nameleri vururken ''ilaç gibi'' diye buram buram ses yayıldı genç the imamların jöleli saçlarının parlattığı okul bahçesinde.
Yavaşlayıp iki lastik izi bıraktı geçmişinin üstüne. Köprü yoluna girdi.Ali'de yayında İstanbul trafiği sohbetine arabesk bir hava katıyordu.Altta inceden keman sesi basılı fon müziğinin üstünde sürekli körpü yoğun akıcı diyen spikerin şuh sesi ah ulan 3. köprü sen gelmedin,beni kara topraklara sar diye bir melodi oluşturuyordu.Madem yoğunlaşma vardı sessiz dipten akıyordu kan gibi köprü damarına inmeli Anadolu'nun diyip. Yeni başlayan İbrahim Tatlıses resitalleri ile Allah Allah nidalarıyla karşıya geçti.
Ümraniye tepede duruyordu griye bulanmış içinden ulan dur dayıyı alayım hem sorarsa seni dükkana götüreyim sıkılmışsındır diye bir yalan bulabildi sadece ve uygulamaya geçirdi.Ş.Dayı yazılı adres defterinden buldu.Ş yi düşündü bir süre şerife yengem mi dedi? Yok lan şerefsizliğini temsilendi o 'Ş' Fıtık ameliyatının ertesi günü eve geçip tüm sülale toplandığında sanayide dükkanı açtırıp dikmişti pazar günü onu oraya.Vazgeçti.
Şerefsizliğin o orta asyaya özgü dabrukalı sazlı arabesk tınıları değdi yüreğinin teline.Kim söylüyordu lan??? Sen Şerefsizzzz...Şerefsiizz..Ömer danış.
Ömer Danış-Şerefsiz Yaralı kaptan yazıp gönderdi 3252 ye Başına kral yazmadığı için kaderine lanet etti ama dayanamadı düzeltip tekrar yolladı. Kartal'ı geçerken mesajının alındısı düştü bir teşekkür metni ile gururlandı.Hakkı Bulut Anlamadın ahhh ahhh diye içlenmiş vurmuşken şiirinin dibine Kocaeli il sınırı dedi tabela. Mesajı yolladığından bu yana 20 dk geçmiş programın sonları için son istekler diye tutturmuştu Afrikalı.Ulan senin yaptığını Yozgatlı yapmaz diyerek içine düştüğü coğrafi ironisini iredeledi durdu.
Sakarya dönüşünde program eyvallah diye sonlandı.Ortada ne Ömer Danış vardı ne de Şerefesizlere itafen bir şarkı.Afrikalı alinin tanıtım jingle ile yavaşladı ve durdu.Çevresine baktı buralar pek tanıdık gelmedi.Depoya baktı ışık yanıp sönüyor son demlerini oynuyordu.Hemen patiyi koyup dönmek istedi şekilli şekilsiz.Lastik mıcırda bir iki gıcık tutmuş gırtlak sesi verdi sonra sağ arkaya yattı.İstop edip çıktığında arka teker yardığını anladı. Damarı orta yerinde yırtılmış atmaz olmuştu. Asfalt değildi ya dünyanın her yolu...
''Alo Dayı ya eski kasa şahin vardı ya.Onu hallettim ben test ediyordum. Heh.Onu ben bu Sakarya Adapazarı yolu varya. Yok hani Gebzeden sonra.Ney.Dayı çizerim ulan.Kapama ırzığı sktiğim...ddııııttttt....Şerefsiz...''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder