Yalın ayak nefes nefese çıkıyorum merdivenleri, arkamda gecenin gölge siluetleri. Korkudan paçalarıma işiyorum. Bir bıçağın soğuk metali parlıyor kıç gibi ay vurdukça. Ayaklarımda ara ara kesikler var, kan ve çiş. Yanıyor tenim, bir sevişme sonrası sigara dumanı gibi dağılıyor yavaş yavaş korku. Köşeyi dönerken kapitalizm. Kapitalistim. Anne bak küreselleştim diyor mahallenin çocuklarına katılamayan obez kız çocuğu. Götü bir fast food dükkanının reklam panosu gibi. Pencereden sarkarken düşüyor. Kaldırıma yayılıyor hamburger gibi beyni. Ayaklarım asfaltı dövüyor hala. Durup arkama bakmaktan korkuyorum. Arkamda kabusumun aktörleri. Bir apartman kapısının önünde bekliyorsun biliyorum çünkü az önce gördüm kan ter içinde kaçarken. Ellerini bağlamış bekliyorsun. Ölüm peşimde, bıçaklı. Sana anlatacaklarımı kaçırdım bir mücevher dükkanının camını kırarak. Ceplerimde elmastan sevgi sözleri. Dün gece bir suç işledim. Bir orospunun köşe başında müşteri beklerken ara ara ucuz yollu muamelesi gibi geçiştiremedim dün gece hayatı. Kanlı bir lirik düştü dilime. ‘Man in blood’ çalıyordu arabanın çakma markalı teyibinde. Camın kar gibi düştüğü kaldırımın ardında ellerinde joplarıyla gördüm azraili. Joplarında orospuların zevk suları, tinerci çocuklardan kalma bok kokusu, işçi bayramından miras bir emekçi teri, on iki yaşında terör örgütü yanlısı sandıkları bir kürt çocuğunun kanı. Düştüler peşime, ensemde soluklarını hissettim daha az önce. Ağızlarında regl kokusu. Karşıdasın görüyorum ellerin yüzünde. Nefes nefese geliyorum soluğumda bir sevişme anı. Köşede bir başka kadın tutunuyor ayaklarıma, düşüyorum. Sokakta kaldırıma çarpan bir kemik sesi. Kesik ayaklarımdan birine sarılıyor kadın. Düşüyorum. Cebimde ki elmaslar bir avizenin kristalleri artık. Yaralarımdan yalıyor kadın. Kovalamıyor artık birileri sokak sokak. Etimde ıslak bir dil. Kanımı emen bu kadın bir pranga gibi. Uzakta bir apartmanın kapısında görüyorum seni ellerin belinde. Üstünde bir beyaz çarşaf özgürlüğünü ilan etmiş bir ülkenin bayrağı misali. Ama ben esir düştüm. Bir özgürlük şarkısı çal benim için çıplak ayaklı kadın. İspanya devrim marşları gibi, bir çingene gibi oynasın bedenin. Kadının kanıma bulanmış ağzında ağlamaklı bir beraberlik isteği. Ayaklarımı paramparça ediyor dişleri. Salkım saçak bir et. Ağzında bir erkek penisi. Uzakta bir apartmanın kapısında görüyorum seni ellerin klitorisinde. Üstünde beyaz bir çarşaf, ölü bir aşkın kefeni. Las cuatro estaciones. Bu gece ikimizinde ölüm fermanı verildi. Senin bundan haberin bile yok. Uzaktan görüyorum seni ellerin yok. Çığlık çığlığa bir cinayete şahit oluyorsun, yarın sorguya çekerler seni. Benim sana ait günahlarım var. Ne La dis personne…
Gecenin karanlığına saklarsın günahlarını bilirim,
Zaten en çok orospu olan yanlarını severim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder